KARAKÖY 1

O kadar çok şey yazmak istiyorum ki İstanbul'da 2. en sevdiğim son hecesi köy olan bu semtle alakalı; bu büyükşehir kadar büyük şeyler yazmak istiyorum.
Oysa ki küçük bir semt, bir deniz kenarı, meşhur bir meydanın bir caddenin alt tarafı.
O kadar güzel ki, yaşadığım yerden Karaköy'e ulaşımımı vapurla; yani en sevdiğim ulaşım aracıyla, üstelik özel bir vapur ve tarihi, adı da Barış Manço, nur içinde yatsın...
Yıllardır bu vapur rahmetlinin adıyla: Şehir Hatları bünyesinde Kadıköy-Karaköy arasında seferler düzenleyerek kadim İstanbul'umuzun vatandaşlarına hizmet veriyor.
İşte iki süper kelime. İşte iki sonu köy heceli kelime. İşte şifrenin cevabı: Kadıköy ve Karaköy.
En sevdiğim iki semt. Biri koca bir ilçe aslında; ayrılsa il olur belki öyle kalabalık. Biri ise yavrusu adeta, sanki yavruyken anasından kaçmış karşı yakaya ya da anne ile yavruyu koparmışlar birbirinden. Ama yavru genlerinden kaçamamış; tıpkı anası Kadıköy'e benziyor, DNA'sının izlerini taşıyor ve Karaköy gelişip büyüdükçe anası Kadıköy'e benziyor.
Güzel yeni mekanlarda güzel kızlar, şık giyimli bakımlı genç kızlar ve biraz sosyete olgun hanımefendiler özellikle seviyor Karaköy'ü, demek ki rahat ediyorlar. Ama çoğunluk genç nüfus buralara akın ediyor tıpkı bizim gibi ve edecek. Karaköy ile ilgili  yazılarım ben doldukça devam edecek, bu daha başlangıç.
Yazımı bitirmeden de bir mekan tavsiye edeyim: Önce çorba ile başlangıç yapalım, 'Karaköy Çorba Evi'. Hem samimi hem uygun hem de güzel bir mekan. Ayrıca İstanbul'da 'Munzur' marka su satılan nadir mekanlardan. Mutlaka gidin deneyin yolunuz düşerse, çeşit çeşit çorbalardan sıcak bir çorba için, içiniz ısınsın, havalar soğuk bu aralar...
Uğur BAĞCI




Yorumlar