KARGO MUTLULUĞU

Bu satırları yazarken yeni bir kargo almanın mutluluğu ile başlamak beni ekstra iyi hissettiriyor.


Evet kargo mutluluğu. Nedir bu kargo mutluluğu? Nereden çıktı bu tabir? Bu tabiri ilk kez bir kız arkadaşımın hikayesinde görmüştüm. Kargo mutluluğu denen bir şey yok mu sence de diye soruyordu. Evet kargo mutluluğu denen bir şey var. Hem de bu zamanda, bu zaman ki bizlerin neredeyse hiç posta ile aşk mektubu almamış veya göndermemiş, akıllı telefona adeta tapan ve yedi yirmidört ellerinden eksik etmeyen yeni genç nesil için böyle bir mutluluk var.
Belki de çoğu zaman o kargoları yine bu akıllı telefonlarımızdan söylüyoruz. Buda işin ilginç yanı.
E-ticaret hacmi öyle genişliyor ki ve kargo şirketleri de bu ticaret hacmine bağlı olarak büyüyor. Gittikçe kargo şirketleri şubelerini arttırıyor veya mevcut şubelerine yeni personel alarak talebleri karşılamak üzere hizmet veriyorlar. Herkes ya da her evde birileri internetten sipariş veriyor. Bu sipariş hemen hemen herşey olabiliyor. Mandalinadan sızma zeytinyağına, bulaşık deterjanından  çocuk bezine, kondomdan diş fırçasına, kitaptan deftere, telefondan televizyona, buz dolabından çamaşır makinasına, oto lastiğinden bilmem nesine kadar her şeyi birçok internet sitesinden sipariş ediyoruz. Ve bu siparişler çoğu zaman tedarikçilerin anlaşmalı olduğu kargo firmalarıyla tarafımıza teslim edilmek üzere yola çıkıyor. Bunu bile şu mübarek akıllı telefonlarımızla sistemden takip edebiliyoruz. Kargonun ne zaman ve nereden çıktığını, ne zaman teslim edileceğini, kime zimmetlendiği vs bunların hepsini görebiliyoruz. Böyle bir zaman.
Ve kurye arkadaş gelir zili çalar. Kapı açılacak tabi evde biri varsa. Muhtemelen annelerimiz evdedir ve o teslim alır diye düşünürüz. Genelde bu işi sizinde o eli öpülesi annelerimiz yapmıyor mu? Ev hanımlığının bir meşguliyeti daha. Ne mutlu ki bir anneye sahipsin. Ve meraklı annelerimiz kargoyu ezbere bilmediği ya da bu vesile ile Tc kimlik numarasını ezberlediği(not: her kargo şirketi Tc kimlik no sorgulamıyor) gariban annelerimiz öpülesi elleri ile parafını, imzasını attıktan sonra paketi teslim alır.

Ve dönmüşsündür; işten güçten, okuldan, gezmeden, bir yerlerden eve. Ne mutlu ki bir yuvaya sahipsin. Ve kimsenin onun gibi yar olmayacağı anan haberi verir sana: Oğul sana bir paket geldi der. Gittikçe o da alışır zaten bu paketlere. Her hafta kitaplar geliyor kargoyla. Çünkü okur-yazarın en yoğun siparişleridir yeni kitaplar. Dedim ya; kadın bu vesile ile Tc kimlik numarasını ezberledi. İsteyince, demek ki mecbur kalınca öğreniyormuş insan. İnsanoğlu yeter ki istesin. Ve paket ellerinle kavuşur. Yeni bir heyecan ile parçalarsın ambalaj naylonunu veya kartonunu. Adeta içindeki sahip olacağın eşyaya ulaşmak için öldürürsün o ambalajı: Gerek temiz ellerinle gerek bir maket bıçağı ile. Ve mutlu son; avuçlarındadır artık satın aldığın nesne. Hele bu nesne yeni kitap ise daha güzeldir biz kitap severlere. İşte küçük mutluluklar. İşte yepyeni bir kitabın sayfaları. İşte o sayfaların kokusu. İşte kargo mutluluğu. İşte yeni maceralar, yeni heyecanlar, yeni aşklar, yeni insanlar, yeni dünyalar, yeni kafalar, yeni göz yaşartacak olaylar, yeni altı çizilecek cümleler... İşte kargo mutluluğu budur. İşte tüm bunlar bir kargo mutluluğu ile başlayabilir. İşte tam da tüm bu duygulara vesile olduğu için seviyorum kargo paketlerini. Son olarak da; bunu sadece sevenler anlar diyerek bir de gönderme yapayım.
Uğur BAĞCI





Yorumlar