SAÇLARI NASIL GÜZEL

Saçları ne kadar güzel Allah'ım...
Her bir saç teli sanki podyumda yürüyor.
Sanki o saç teli önündekinden daha güzel gözükmek için diğerleri ile adeta yarışıyor.
Sanki ben oturmuş podyumun kenarından saçlarını izliyorum.
Nasıl güzel bir renk hocam bu, nasıl tarifi mümkün olmayan bir renk, kodu 2-3 haneli olamaz.
Nasıl bir dokusu var öyle; ne kuru, ne ıslak ama parlak.
Sanki ışık saçıyor, ya da porselen gibi cildinden, yüzünden saç tellerine yansıyor, oradan da gözlerime. Ve gözlerimi alıyor, almakla da kalmıyor, alıyor götürüyor başka diyarlara. Belki de kendi geldiği diyara götürüyor. Üstünden, başından, gözünden belli buram buram turist kokuyor.
Bilmiyorum nasıl anlatsam renginin güzelliğini, renklerle de pek aram yoktur; bir de üstüne bu pigmentler işimi zorlaştırıyor. Ama bariz belli bu topraklardan böyle renk çıkmaz.
Alman Çeşmesinin önünde fotoğraf çekiyor; o kadraja ben saçlarına bakıyorum.
Sonra saçlarından ayrılıyorum ve malum mekana kahve içmeye gidiyorum, giderken de keşke birlikte bir kahve içebilsek diye de içimden geçiriyorum.

Allah'ım nasıl güzel saçlardı öyle: İnsanın şiir yazası geliyor...

Uğur BAĞCI