AMERİCANO

Yine dolaşıyoruz dar sokaklarda. Biz dolaşıyoruz. Biz kimiz? Biz kaybedenler kulübünün üyeleri. Biz bir birkaç gündür yemek arasında yemeğe değil kahve içmeye çıkan iki kafadar, iki aynı kulübün mensubu, iki aynı ülkenin genci, iki aynı semtin sevdalısı, iki aynı takımın taraftarı, iki çiçeği burnunda mühendis, iki güneş gözlüklü eli ayağı yüzü düzgün birey, iki kafein bağımlısı insan, iki kafkaokur Türkiye Cumhuriyet'i vatandaşı...


Evet, biz. Biz Kadıköy' deyiz. Yemek için mola verilir kurum tarafından. Yemeğe gidecek miyiz diye sordu Leon. Ben yemeyeceğim dedim. Leon benimde hiç yiyesim yok dedi. Ama kafein almam lazım dedim. Benim de dedi, yoksa uyuyacağm dedi. Bende aynı şeyleri söyledim, hele bir de yemek yersek ağırlık çöker iyice dağılırız dedim, zaten zar zor kendimi projeye veriyorum dedim. Ve Leon ile birlikte en yakın ve en kaliteli kafein temini yapan aynı zamanda popüler kültürün merkezlerinden birine doğru yola koyulduk. Yol diyorum da bakmayın yol dediğime yol değil pek; bir kaç kaldırım taşının üzerinden geçmemiz gerekiyor, toplasan 100 adım ya attık ya atmadık. En azından yakın olması bizim için bir avantaj be Leon diyorum. Biz kimdik sahi? Leon ve ben, biz Losers Club (kaybedenler kulübü) üyeleri. Memnun oldum, Leon da memnun olmuştur, memnun olduk.

Peki siz kimsiniz? Hangi kulübe üyesiniz? Tuttuğunuz bir takım var mı? Hiç aldatıldınız mı? Hiç dolandırıldınız mı? Hangi film de ağladınız en son? Hiç kuş beslediniz mi? Hiç Americanoyu üfleyerek içtiniz mi sayın dinleyici? Dinleyici mi dedim, pardon yaa özür dilerim. Dinleyici dün gece de kaldı. Dün Kent fm'nin sayın dinleyicileri vardı. Aklımda kalmış, sayın okuyucu evet okur, okurlar: Siz hiç Americanoyu üfleyerek içtiniz mi? Biz öyle yaptık o gün. Leon da şaşırmıştı. Biz dedi, neden üfleyerek içiyoruz bu americanoyu dedi. Başka ne yapacaktık ki dedim. Cehennem ateşi gibi sıcak kahve dedim, zamanımız kısıtlı, zaten zamanın çoğunu sipariş vermek için sıra bekleyerek geçirdik dedim, ve hızlı hızlı içmemiz lazım başka bir teknik bilmiyorum dedim mevcut koşullarla soğutma yapmak için. Sen mühendissin Leon dedim sen bul birşeyler dedim. Leon, ya sen nesin dedi.
Doğru ya dedim, biz meslektaştık değil mi aynı zamanda. Evet dedi Leon, güldü...

Neyse, biz Türkçe sohbet muhabbet ederken tam yanımızdaki masada oturan iki yaşıtımız kız bu eylemi İngilizce yapıyorlardı. Ama öyle teknik, iş İngilizcesi değil, baya air den, water dan İngilizce...
Leon da farkına vardı, belki benden daha önce. Yüzünde tebessüm oluştu, anlatırım çıkınca dedi. Anladım Leon dedim, merak etme. Gözlerimle, çok iyi konuşuyorlar dimi dedim, gözleriyle yes dedi...

Hızlı hızlı içmekten dilimizi damağımızı yakan kahvelerimizi içtikten sonra, apar topar kalktık masadan. Vakit kısıtlıydı çünkü her zaman ki gibi. Terastan asansörü kullandık zemin kata inmek için. Sözde 6 kişilik asansör, pardon yazıyla da 6 kişilik olduğuna dair ibare mevcuttu, yalan olmasın şimdi. Ama bence maksimum 5 kişilik, o da belli parametrelere bağlı. 45-50 kiloluk insanlarla bu rakam yakalanabilir. Dar asansörleri sevmeyenler olabilir, hatta çoğunlukta da olabilir. Leon'da gerildi, çünkü garip sesler geliyordu. Ve Leon espirili bir dille dile getirdi; bir kahve için değer mi cümlesini. Asansörün diğer misafirleri gülüştüler, biz de gülüştük. Ve sağlam salim indik. Nasıl bir yapıysa bir gariplik daha asansör zemin kata kadar inmiyor, ya da ordan başlamıyor. Asansör 1. kattan kapılarını açıyor ve insanları taşıyor....

Ve dönüyoruz geldiğimiz yere, kaldırımlarda insan seli. Cadde hep işlek. Bir genç İngilizce kursu broşürünü 587123. defa elimize tutuşturmak için teşebbüs edince Leon atılıyor hemen: "TOEFL'ım var benim diyor." Evet, tam bir Leon cevabı oldu bu cevap, gülüp geçiyoruz güneş gözlüklerimizle. Çok mu cool davrandık acaba diyorum, evet biraz öyle oldu galiba ama Leon, Kadıköy'de bu tür kursların 587122. defa girişiminden sonra bunun kurgusunu yapmıştı çünkü, kafasına koydu ve yaptı, yaparız çünkü kaybedecek hiçbir şeyimiz yok bizim. Biz kim miyiz? Kadıköy'de Kaybedenler Kulübü üyeleriyiz... 

Uğur BAĞCI










Yorumlar

  1. "Peki ya yanağını güneşin okşadığı hanımefendi de memnun oldu mu acaba bizden ?" diye düşündü
    Leon ...
    ve ekledi ardından ,
    "Satırları ince ince işleyen eline sağlık ! "

    YanıtlaSil

Yorum Gönder