OTOBÜS

O kadar daraldım o kadar daralıyorum ki; kırmızı saplı çekici yerinden alıp camı kırıp paramparça oluşunu  gördükten sonra kendimi dışarı atasım geliyor bu otobüste. Ben günde 1  kereden fazlasına tahammül edemiyorum bu toplu ulaşım araçlarını kullanmaya, bazıları sadece sabahları 3 tanesine katlanıyor ama nasıl katlanıyor ya da katlanıyoruz bunu da anlamaktan acizim...

Oysa her vatandaş işine gücüne, evine okuluna, bir yerlere gitmek, gidebilmek için ve çoğu da mecburiyetten böylesine kalabalık bir metropolde bilhassa sabahları güne stres altında başlıyor. Toplum sağlığının ne kadar bozulduğunu, bozulabileceğini toplu ulaşım aracında ve özellikle uzun güzergaha sahip yolcusu çok, meşhur otobüs hatlarında  hafta içi bu eziyeti sizlerde gözlemleyebilirsiniz. Sosyologlar ve ruh bilimciler lütfen hafta içi bir sabah otobüs kullanın trafikte kalın, yolcuları ve şoförleri gözlemleyin, diğer araçları gözlemleyin, yayaları, sokak kedilerini, sokak köpeklerini gözlemleyin. Ve raporlar çıkarın, yetkililere sunun bu raporları, birileri çözüm üretsin lütfen. Gün geçtikçe kalabalıklaşan bu şehir de; öyle ki nüfus sanki aylarla yarışıyor, korkuyorum katliam çıkacak bir gün. Ya şoförler şoförlerle ya yolcular yolcularla ya da yolcular şoförlerle bunu gerçekleştirecek. Kimsenin kimseye saygısı kalmamış, sevgi zaten fi tarihinde bitmişti.

Güne 1 belki 2-0 geride başlıyoruz. Bütün yaşama enerjim sabahları otobüse binebilmek için verdiğim, zar zor binebildiğim otobüste ayakta kalmak için verdiğim  mücadelede eriyip gidiyor sanki. Tabi otobüs beklediğim durağı es geçmemişse eğer. Bir de böyle durum var. Otobüs full+full dolu geliyor ve durakta hiç durmadan, yani kelimeye anlam kazandıran özelliği yoksayıp devam ediyor. Bu durumda 3 tip vatandaş var. 1. si benim gibi ayakta durabilmek için bulabildiği herhangi sabit bir nesneye tutunarak ve kas gücünü kullanmakta olan vatandaş, 2.si koltukta oturan kendine göre şanlı mı şanslı, çoğunlukla akıllı telefonuyla haşır neşir olan ya uyuyan  ya da uyuyormuş gibi yapan vatandaş, 3.sü de aslında mevcut durumda en şansız olanı; durakta durmayan otobüse yüzünde hayal kırıklığı ile bakan, kimi söven kimi el kol hareketleri yapan durulmayan duraktaki çaresiz vatandaş...

Neyse biz araç içerisindeki vaziyete gelelim, bir kaç tane vatandaşın haletiruhiyesinden bahsedelim. Bir vatandaş bütün fiziksel avantajlarına rağmen, bu avantajlara açıklık getirirsek: 1) Uzun boylu olması 2) erkek olması 3) otobüs tecrübesi olması 4) yüksek öğretim görmüş ve dolasıyla da fizikten biraz anlaması 5) düzenli spor yapan kondisyonlu bir insan olması, tüm bunlara rağmen ayak durmakta daha doğrusu yer yer tutunmakta zorlanan bir vatandaştan bahsediyoruz. Ama dikkatinizi şu yöne çekmek istiyorum. Bu vatandaşı bezdiren, bunaltan, camı kırma eyleminin istemini doğuran şey sadece bu fiziksel zorluklar değil. Esas bu vatandaşı bunaltan içinde bulunduğu topluluğun bütün çirkinlikleri, güzelliğe dair bir şeyler bulunmaması mental açıdan vatandaşı çökertiyor, tüm yaşama enerjisini alıp götürüyor. Bir düşünsenize güne böyle başlıyor bu vatandaş ve birileri ve kurumlar bu vatandaşlardan bir şeyler üretmesini, iş yapmasını, farkındalık yaratmasını, iyi performans göstermesini bekliyorlar. Bu eşyanın tabiatına aykırı bir durum değil de nedir? Bu çelişkili durumu kim açıklayıp çözecek? Mehmet Amca mı? 

Mehmet Amca da kim der gibi oldunuz değil mi? Tanıştırayım, Mehmet Amca elinde akıllı telefonuyla(genellikle son model olmayan ve en bilindik 'A' markadan değil 'S' markadan olan) boş koltuğa oturmuş olmanın rahatlığıyla, belki  biraz da mutluluğuyla ama  nasıl bir mutluluksa yüzünün gözünün hiçbir yerinden gözlemek mümkün değil, çünkü akıllı telefonunda mühim hadiselerle meşgul Mehmet Amcamız.
Ayaktaki vatandaş nedir bu  çok mühim hadiseler diye merak ediyor ve Mehmet Amca ve akıllı telefonunu gözlemeye koyuluyor. Ama nereden bilebilirdi ki daha çok psikolojisinin bozulacağını...
Evet, hadi gelin bunun sebeplerini irdeleyelim. Mehmet Amca 'Facebook' kullanıcısı hala, belki de kemik müşteri sınıfından Mehmet Amca ve hala saçma sapan bir profil fotoğrafına sahip. Ve Mehmet Amca yavaş yavaş iniyor yayın akışından aşağıya, ama telefonun sesi açık ve her geçtiği videodan gelen sesleri tüm otobüse dinletiyor; tabi henüz hayatta olanlara çünkü birazdan birisi oksijen yetersizliğinden, birisi birisinin ter kokusundan, birisi birisinin parfüm kokusundan, birisi şekerden, birisi tansiyondan, birisi stresden, birisi kalp krizinden, birisi birisinin kulaklığından gelen müzikten, birisi birisinin ayağına defalarca basılmasından dolayı ölecek, malesef bu güzel mi güzel hayata veda edecek, otobüsteki bu survivordan erken elenecek....
Mehmet Amca, dünya umrunda değil derken Mehmet Amca haber kanallarını takip ediyor. Ama dünya yine umrunda değil Mehmet Amcanın, ya da başka dünyalar umrunda değil çünkü Mehmet Amca için dünya sadece kendi siyasi görüşünün paylaşıldığı haber kanalları, 'Facebook' sayfası ve emekli maaşından ibaret. Ve Mehmet Amca, biz 16. "İstanbulKart'ı" arkadan öne doğru elden ele uzatırken o aynı haberi 6 defa izledi. Sonra sıkılmış olsa gerek, birden oyuna girdi. Oynadığı oyunu tahmin etmek zor olmasa gerek: "Okey." Evet Mehmet Amca, gideceği durağa kadar  oyunda bitmeyi bekle sen. Oysa Mehmet Amca biz millet olarak çoktan bitmişiz bee...

Ben senin yerinde olsaydım Mehmet Amca, gidene kadar kitap, gazete,dergi okur gençlere örnek olurdum. Pardon özür dilerim, sen örnek oldun Mehmet Amca, sen iyi bir örnek olamadın, yoksa sen ve senin gibiler 'Kötü Örnek' bu toplumda Mehmet Amca..! Sen ve senin gibiler iyi örnekler olsaydınız biz bu zamanda bu ülkede bu vaziyette değil çok daha iyi hallerde olabilirdik. Siz Mehmet Amca iyi örnek olmadınız, iyi nesiller yetiştiremiyorsunuz ve biz toplum olarak kaybetmeye mahkumuz Mehmet Amca çünkü sen üretmiyorsun, habire tüketiyorsun amcam, Mehmet Amcam, en azından internet paketini, en azından ömrünün geri kalan kısmını dünyadan bihaber ve toplumun tamamından kendi at gözlüklerinden bakarak tüketiyorsun. Yazık oluyor Mehmet Amca bize, çok yazık. Torunun veya evlatların hayal dahi kuramıyorlar Mehmet Amcam. Bak bu evladın kafanın üstündeki kırmızı saplı çekici alıp camı tuz buz ederek kaçmak istiyor, tahammül edemiyor böyle büyüklerine....        



Yetkililer değil, yetkili olmayan tüm insanlara sesleniyorum..! Mehmet Amca ve Mehmet Amca gibilerini size şikayet edeceğim, ediyorum. Bu yazının 'Faccebook'a ve ana akım medyaya düşmemesi kuvvetle muhtemeldir ve dolaysıyla Mehmet Amca malesef bu yazıdaki sitemimden ilelebet bihaber kalacak...


Not: Ben sabahları bazen 3. tip vatandaş oluyorum bazen de 1. Ama hiç 2.tip vatandaş olmadım mesela.
Dedim ya sabahları durursa otobüs, kıyısına köşesine, kapı arasına kapı arkasına binebilmek için mücadelemi veriyorum veriyoruz. Çünkü vermek zorundayız, çünkü hepimiz keyfimizden değil mecburiyetimizden, bir yerlere yetişebilmek için  bu mücadeleyi  vermek zorundayız çünkü vatandaş geç kalmayı göze alamıyor. Zaten 30 dakikalık yere 90 dakika da varıyor sabah trafiğinde. Zaten evinden olması gerekenden erken çıkıyor  vatandaş. Bir de beklediği saatteki otobüse binemezse eyvah...
Uğur BAĞCI


Not: Okuyan, üreten sağlıklı huzurlu bir nesil (genç,yaşlı ve çocuklar) olmak dileğiyle.

Yorumlar