MİSAFİR

Bu gece çok özel bir misafirim var, uzun zamandır yoktu piyasada, hoşgeldin Çoban Yıldızı, hoş geldin sefalar getirdin.
Ne güzel şey seni görmek, yıldız görmek hem de büyük bir yıldızı çıplak gözlerle metropolün tüm kirliliklerine rağmen seni görebilmek ne güzel.
Uzun uzun bakıyorum pencereden misafirime, hatta biraderimi çağırıyorum gördüğüm gerçek mi diyorum, emin olmak istiyorum. O da hayret ediyor, nasıl belli ediyor kendini diye, ne kadar güzel gözüküyor diyor.
Evet, çoban yıldızı, gelmiş, duruyor, bakıyor yeryüzüne. Keşke bir teleskobum olsaydı diyorum.
Yine keşke dedim, daha dün gece yine keşke demiştim. Acaba hayat keşkelerden mi ibaretti? Unuttuk mu? Yoksa hiç öğrenmedik mi? Bilmem, galiba hayat hep keşkelerden ibaret, meşhur bir laf var ya o geliyor aklıma şimdi; eninde sonunda pişman olacaksın, ya yaptıklarından ya da yapamadıklarından. İkisinin de ucu keşkeye çıkıyor, keşke yapmasaydım, keşke yapsaydım olaraktan... 
Neyse yıldızımıza dönelim, daha detaylı bakmak isterdim, imreniyorum çoğu zaman gökteki tüm varlıklara imrendikçe özgürlüğümün ne kadar kısıtlı olduğunu hissediyorum. Bunun baş sorumlusu da gece uçan kuşlar, bilhassa martılar, nerden nereye ve neden gecenin bu saatinde gidiyorlar diye merak ediyorum... Evet, yıldız, yıldızlar. Lokasyonları müthiş, dünyaya yukarıdan bakmak ne güzel olurdu şimdi. Serin midir acaba oralar? Sıcak mı? Peki yağmur yağar mı? Hayır mı, evet mi. Hem sıcak hem de yağmur yoksa sevmem herhalde... İyi gecelerden, iyi sabahlar dilerim...
Uğur BAĞCI

Yorumlar